19 Ağustos 2016 Cuma

Bu kez sağlıklı düşünme üzerine yazacaktım üstadımın talebi üzerine ki ; Ümran bebeğin yüzü gözümün önünden gitmiyorken hangi sağlıklı düşünceden, kime, nasıl bahsedeceğimi bilemedim. Ölmeliyiz dedim içimden , biz bu çocuk için bir şey yapamıyorsak ölmeliyiz! Şu an bu yazıyı yazarken yerin dibine giriyorum utancımdan ama yazmasam dayanamazdım. İçimizde kalıyor çünkü, bakıyoruz, takip ediyoruz, gözlemliyoruz, belki konuşuyoruz ama içimizde bir şey kalıyor. Benim içimde kalan şey boğazımda koca bir düğüm şu anda. Avaz avaz bağırmak istiyorum , sesim çıkmıyor. Ağlasam diyorum, içim acıyor. Kelimeler tükeniyor... Masum insanları öldüren cani dünya düzeninden bahsetsek, oturup saatlerce hayatımızı köleliğe çeviren -izm'leri eleştirsek (Allah tüm -izm'lerin belasını versin), biz de birilerini suçlasak, biz de iki ah vah edip unutsak... Allah unutmaz ! Saydıklarımın hepsini yapıyoruz değil mi? Çünkü yapacak başka bir şey görünmüyor, üstad yine haklı çıkıyor.. Sağlıklı düşünmek mümkün değil sanırım.. Ben bu dünya düzeninde sağlıklı düşünemiyorum. İki gün sonra size yine sağlıklı beslenin , cici yaşayın , aman şöyle dikkat edin , böyle yaşayın diye yazılar yazacağım. Ama utanıyorum! Ümran'ın gözleri gözlerimdeyken yemin ederim utanıyorum. Ne yapabilirim diyorum , düşünmekten çıldırıyorum ve yine aynı noktaya varıyorum. Bizim çocuklarımızın Ümran gibi, Aylan gibi olmasını istemiyorsak çalışmak zorundayız, bu da ezber oldu çıktı demeyin vallahi okumak zorundayız, gözümüzün önünde dünya tarihi yazılıyor gözü kulağı kapalı durmamalıyız. Her alanda kendimizi gerçekleştirme yolunda çalışıp durmalıyız. Bize düşen büyük sorumluluk.. Bunları gerçekleştirebilmek için önce kendimize değer vermeliyiz -her bağlamda- ........
Muhakkak ki benden iyi bilirsiniz ne anlatıyorum değil mi? Ben hiç sağlıklı düşünemiyorum şu sıralar bağışlayın..

16 Ağustos 2016 Salı

Bugün bu blogu açmama vesile olan Hasan hocamla görüştük. Blog açtığımı duyunca çok sevindi ve bana bazı önerilerde bulundu . Artık burda benden daha farklı şeyler de okuyacaksınız, beslenme ile sınırlı kalmayacak blog :))

15 Ağustos 2016 Pazartesi

Sıradaki yazım üstadımın önerisi üzerine sağlıklı düşünme üzerine olacaktı ama düşünmeye oturmaya ve yazmaya fırsat bulamadım henüz.
Bugün bu satırları yazıyor olma sebebim mesleğimin kurucusu , Türkiye'nin mercimek teyzesi Ayşe Baysal hocam. Ondan ders almaktı hayallerimden biri ama nasip olmadı. O şu an bir tabutun içinde Hacettepe Üniversitesi'ndeki anma töreninde . Binlerce insan dua ediyor arkasından. Bense onu sadece bir kez gördüm, içime doğmuş gibi bu sene gittiğim Besvak Kariyer Günleri'ne kesinlikle gitmeliyim dünya gözüyle bi kez Ayşe hocayı göreyim demiştim. Gördüm , elini tuttum ,- yaşlı insanlara ayrı bir sevgim vardır- gözlerinin içine baktım, konuştum , kitabını imzalattım o kadar titriyordu ki elleri garip bi şeyler yazmıştı kitaba ömrüm boyunca saklayacağım ve her baktığımda gülümseyip dua edeceğim birkaç kelime.. Velhasılı kelam ; gönlü güzel bir insandı. Bu dünyadan Ayşe hoca geçti, hocaların hocası .. Rabbim rahmetiyle merhametiyle muamele etsin. Camiamızın başı sağolsun demeyeceğim. Bence tüm Türkiye'nin başı sağolsun ...