28 Temmuz 2016 Perşembe

Çayın kalabalıkla arası iyidir, kahve yalnızlık ister deseler de bence her ikisi de iki kişiliktir. Çayı tek içmeye alışık bir insan olarak bana en acı gelen şey kahveyi bir başıma içiyor olduğum anlardır. Her neyse konumuz bu olmamalı değil mi :) Şööyle bol köpüklü şekersiz güzel bir kahve yaptım kendime bugün bu yazıyı yazıyor olma sebebim bu tabii :)
Şimdi öncelikle kahve özellikle tiryakisi olanlar için bir vazgeçilmez malumunuz, bendeniz migren ataklarım sebebiyle çok içemesem de seviyorum kendilerini. İnsan daha çok üniversite yıllarında alışıyor bence özellikle neskafeye. Ama bana sorarsanız Türk kahvesi, Dibek kahvesi, menengiç kahvesi.... saymakla bitmez bu çeşitler neskafeden çok daha güzel ;)
Şimdi biraz bakalım mı neymiş neye yararmış bu kahve ??
İlk kahve ağacının bulunduğu yerin Habeşistan'da bulunan Qahwah yöresi olduğunu söylesem siz de şaşırır mısınız acaba benim gibi? Durum bu olsa da biliyoruz ki en fazla kahve üretimi Brezilya'da oluyor. Bize Yavuz Sultan Selim döneminde Yemen valisi getirmiş kahveyi (Allah razı olsun) Bizde gören Venedikli tüccarlar da Avrupa'ya götürmüş kahveyi. Kısa bir tarihçeden sonra bizi ilgilendiren kısmına bi göz atalım:
İlk olarak biliyoruz ki kahve bol miktarda kafein içerir. (Bir fincan (200-250 ml) kahve yaklaşık 100-120 mg kafein içerir.) Kafeinin iştah artırıcı, uyuşukluğu ve zihin yorgunluğunu giderici etkisi mevcut. Kahve metabolizmamızı hızlandırıyor efenim,kan dolaşımını artırıyor ve kendimizi daha dinç ve mutlu hissetmemize sebep oluyor (ne güzel nimet ya hu ) ancak kafein kalp ve böbrekler üzerine etki yapıyor. Kahve içeriği sayesinde insülin direncinin kırılmasına yardım ediyor. Bu yönden şeker hastalığını önlemede etkili olabilir diyebiliriz. Ayrıca parkinson, migren gibi hastalarda iyileşmeye katkı sağladığı görülmüş. (Migreni olanlar aman dikkat! Abartırsanız ne olacağını benden iyi bilirsiniz;)) Kahve nimeti bağışıklık sistemimizi de güçlendiriyor :) Ama fazla tüketmemekte fayda var nitekim her şeyin fazlası zarar değil mi :) Kahveyi de günde üç fincandan fazla tüketmeyin diyor uzmanlar. Çünkü kalpte çarpıntılara sebep olabiliyor, Tansiyonu oynatabiliyor hatta beş fincandan fazlası kemik erimesine kadar götürüyor ( abartmaya ne gerek var kii) Ayrıca diüretik olduğu için idrar atımını artırır ve bir yönden de bakacak olursak sıvı aldığını düşünen insan su içmeyebilir ki bu durum hiç tasvip etmediğimiz bir şey sonra elektrolit dengemiz bozulacak ne gereği var Allah aşkına ? Bi de şu var ki ; gidip kafelerde içtiğimiz o güzel mochalar, latteler ve bunların arkadaşları var ya şuruplular,kremalılar,bilmem neliler kalori bombası biliyor musunuz ? (Mesela filtre kahve yaklaşık 4 kalori iken, white chocolate mocha 380 kalori civarı varın siz hesaplayın) Ayrıca şekersiz, kremasız bir fincan kahve yağ yakımına yardım ederken bunlar insanı obez eder alimallah :( Unutmadan, çayınızı kahvenizi yemekten en az 45 dk sonra tüketin ki demir emilimine engel olmasın :)
Şimdilik bu kadar sağlıcakla kalın efenim....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder